Hafriyat işlemi farklı şekillerde yapılabilir. El ile hafriyat; kazma kürekle yapılan hafriyata, makine ile hafriyat ise; kepçe, ekskavatör gibi iş makineleri ile yapılan hafriyata denir. Günümüzde hafriyat işlemi için iş makineleri kullanılsa da bundan birkaç on yıl önce işler bu şekilde yürümüyordu.
Örneğin 2015 yılında bitişik nizam bir arsa üzerinde inşaat yapma projem vardı ve yanımda 90’lı yıllarda yapılmış bir bina vardı. Ben hafriyatı kazarken büyük bir kaya parçasına rastladım. İşin enteresan tarafı o kaya parçasının yan binanın da altına gitmesiydi. Daha da enteresan tarafı ise; elle hafriyat yapan komşularımız o tarihlerde kayayla mücadele edemediğinden, binayı o kayanın üzerine yapıp geçmişlerdi. Yani o kayaya rast gelen bölümde temel yoktu.
Bir başka örnek vermem gerekirse 2012 yılına gitmemiz gerekiyor. Bir kasabanın tüm kanalizasyon hattını inşa etmemiz gereken bir iş için fiyat vermeden önce kasabayı kepçe ile sokak sokak gezdik. Halk arasında bazı bölgelerde zeminin çok sert kaya olduğu, buralarda kanalizasyon hattının döşenmesinin epey uğraştırıcı olacağı söyleniyordu. Söyledikleri gibiyse kırıcı ile çalışmamız gerekiyordu ve bir hafriyat işinde kırıcı çalışıyorsa o iş zarar etmeye başlamış demektir.
Kepçe ile gezerken kanalizasyon hattının geçeceği bölgelerden köstebek gibi test çukurları açıyorduk ve o kadar da sert bir zeminle karşılaşmamıştık. Sonra bir sokak döndüğümüzde yaşlı bir amcayla karşılaştık. Amcaya buralarda zemin sertliği nasıl diye sorduğumuzda amca anlatmaya başladı;
“Ooov, buralar çok sert. Bak bu binayı 70’lerde yaparken önce ıslattık sonra tam 3 gün kazma kürekle kazdık…”
Özet geçmem gerekirse kilometrelerce inşa ettiğimiz kanalizasyon hattında sadece birkaç lokal bölgede kırıcıyla çalışmamız gereken sert zeminle karşılaştık.